Kimin Umrunda?
Centipat
- Katılım
- 6 Kasım 2019
- Mesajlar
- 4
Merhabalar, yazıma hoş geldiniz. Bu forumdaki ilk yazım, eğer yazım yanlışım varsa kusura bakmayın.
Sizlerle paylaşmak istediğim konu Gerçek Dünya ile Oyunlar arasındaki inanılmaz benzerlik;
Oyunlar her geçen gün daha gerçekçi oluyor, eğer optimizasyon sıkıntıları ve grafik kartı olarak 10 veya 20 kat daha güçlü grafik kartları olsaydı ki gelecekte olacak, optimizasyon ve kısıtlama yapmadan en yüksek kaynak görüntüleri kullanarak gerçek ile ayırt edilemeyecek oyunlar yapılabilir.
Örneğin bugün bir oyunda manzaraya bakarken dağın olduğu bir alana baktığımızda uzaktan ne kadar gerçekçi gözükürken dibinden bakabilseydik aslında uzaktan görüldüğünde yüksek kaliteli olması için optimize edilmiş, bellek tüketimini arttırmaması için kaynak kalitesi düşük görseller ile yapıldığını fark ederiz. Uzaktan bu bize fark ettirilmez, fakat öyledir. Veya bir oyunda kameranın baktığı alan o an yüklenirken bakmadığımız ve görülmeyecek yerler aşırı düşük grafiklere düşürülerek performans artışı ve optimizasyon sağlanır. Fakat gerçek hayatta böyle bir şey yoktur, her yer oyun gibi düşünürsek bir kere yapıldığında yüklenmiş şekilde olur.
Biliyorsunuz internet üzerinde bu dünyanın gerçek olmadığı, simule evrende yaşadığımızı söyleyen yüzlerce teori mevcuttur. Şahsen ben de buna inanıyorum, bu dünya yazılımı berbat bir gerçeklikten başka bir şey değil. Bizlerin birer yapay zeka olduğunu ve sistemin açıkları ve yapmamız gerekenleri bize bıraktığını düşünüyorum, bir çocuk doğduğunda hiç kişiselleştirilmemiş çekirdek bir yazılım oluştuğunu varsayarsak evebeynler, öğretmenler, kurallar, sistem bizleri bugünkü halimize getirir. Örneğin bir kaç istisna dışında eğer Rock müzik seven bir ailede sürekli bu müziği dinleyerek büyürsek, yüksek ihtimal ile bu müzik ve tarzını benimseriz. Veyahut lisede herkesin kültürlü olduğu bir alanda okursak yine söylüyorum istisnalar dışında bizde oraya uyum sağlarız, veya endüstri meslek lisesi gibi bir yerde okursak bizde oraya uyum sağlarız. İstisnalara da bug diyebiliriz, ya da yapay zekanın en önemli özelliklerinden birisi olan "seçim".
Herhangi bir oyunun içinde bir oyun sahnesini örnek olarak düşünelim, eve gelen anne yemek yapar ve oğluna yemeğe gelmesini söyler, çocuk aşağıya iner ve o sırada kapıdan elinde silah olan bir adam kadını öldürmeye gelmiştir, kazara çocuğa mermi isabet eder fakat ölmez. Annesi ölen çocuk intikam almak isteyen bir seri katile dönüşür ve kendini bu alanda geliştirirken annesinin gizli ve eski hayatını öğrenir. Şu an bu sahneyi saniyeler içinde uydurdum fakat bir bakıma fena bir oyun hikayesi olmaz. Burada o oyunun için'de ki sahnede annenin yemek yapması gerektiği bir değişken olarak verilirse yapay zeka olarak direk buna anne diyelim, anne gider ve bir algoritma oluşturur biz buna gerçek hayatta planlama ve düşünce diyoruz. Sırası ile yapacaklarını düşünür ve yemeği yapma eylemini gerçekleştirir ve bir değişken olan ailecek yemek yeme işin içine girdiğinde yapay zeka yani anne düşünür ve bunun için oğlunu yemeğe çağırma eylemini gerçekleştirir. Yapay zeka bir kodlama olduğundan veri transferi ve tecrübe aktarımı olabilir, yani çocuğu olarak gördüğü yapay zeka sisteminin çekirdeğine kodlanmış olmalıdır.
Bu olay gerçek dünyada yaşandığında bizim gerçek olduğumuz ne kadar gerçektir? veya gerçek nedir?
Sonuçta oyunun içinde ki karakter bizim onu kodladığımızı yani yapay zekayı fark edemez.
Bu arada oyunun yapay zeka temelli bir oyun olduğunu belirtelim, fakat klasik bir oyun olarak hikayesi belli bir oyun olarak düşünürsek ki biz buna gerçek hayatta "kader" diyoruz, ne yapacağımız ne zaman öleceğimiz her şey kaderimizde bellidir gibi, karakter yine bunu fark edemez. Veya biz kendimizi tanrı olarak bu oyuna katarsak ve karakterin mantığına yatmayan şeyler olduğunda bunun "tanrının işi" olarak adlandırıp geçiştirmesini sağlarsak ne olur?
Bu elbette bir düşünce ve fikir, sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Bu konuyu yazmam 5-10 dakika sürdüğü için yazım hataları olabilir, özür diliyorum bunun için.
Sizlerle paylaşmak istediğim konu Gerçek Dünya ile Oyunlar arasındaki inanılmaz benzerlik;
Oyunlar her geçen gün daha gerçekçi oluyor, eğer optimizasyon sıkıntıları ve grafik kartı olarak 10 veya 20 kat daha güçlü grafik kartları olsaydı ki gelecekte olacak, optimizasyon ve kısıtlama yapmadan en yüksek kaynak görüntüleri kullanarak gerçek ile ayırt edilemeyecek oyunlar yapılabilir.
Örneğin bugün bir oyunda manzaraya bakarken dağın olduğu bir alana baktığımızda uzaktan ne kadar gerçekçi gözükürken dibinden bakabilseydik aslında uzaktan görüldüğünde yüksek kaliteli olması için optimize edilmiş, bellek tüketimini arttırmaması için kaynak kalitesi düşük görseller ile yapıldığını fark ederiz. Uzaktan bu bize fark ettirilmez, fakat öyledir. Veya bir oyunda kameranın baktığı alan o an yüklenirken bakmadığımız ve görülmeyecek yerler aşırı düşük grafiklere düşürülerek performans artışı ve optimizasyon sağlanır. Fakat gerçek hayatta böyle bir şey yoktur, her yer oyun gibi düşünürsek bir kere yapıldığında yüklenmiş şekilde olur.
Biliyorsunuz internet üzerinde bu dünyanın gerçek olmadığı, simule evrende yaşadığımızı söyleyen yüzlerce teori mevcuttur. Şahsen ben de buna inanıyorum, bu dünya yazılımı berbat bir gerçeklikten başka bir şey değil. Bizlerin birer yapay zeka olduğunu ve sistemin açıkları ve yapmamız gerekenleri bize bıraktığını düşünüyorum, bir çocuk doğduğunda hiç kişiselleştirilmemiş çekirdek bir yazılım oluştuğunu varsayarsak evebeynler, öğretmenler, kurallar, sistem bizleri bugünkü halimize getirir. Örneğin bir kaç istisna dışında eğer Rock müzik seven bir ailede sürekli bu müziği dinleyerek büyürsek, yüksek ihtimal ile bu müzik ve tarzını benimseriz. Veyahut lisede herkesin kültürlü olduğu bir alanda okursak yine söylüyorum istisnalar dışında bizde oraya uyum sağlarız, veya endüstri meslek lisesi gibi bir yerde okursak bizde oraya uyum sağlarız. İstisnalara da bug diyebiliriz, ya da yapay zekanın en önemli özelliklerinden birisi olan "seçim".
Herhangi bir oyunun içinde bir oyun sahnesini örnek olarak düşünelim, eve gelen anne yemek yapar ve oğluna yemeğe gelmesini söyler, çocuk aşağıya iner ve o sırada kapıdan elinde silah olan bir adam kadını öldürmeye gelmiştir, kazara çocuğa mermi isabet eder fakat ölmez. Annesi ölen çocuk intikam almak isteyen bir seri katile dönüşür ve kendini bu alanda geliştirirken annesinin gizli ve eski hayatını öğrenir. Şu an bu sahneyi saniyeler içinde uydurdum fakat bir bakıma fena bir oyun hikayesi olmaz. Burada o oyunun için'de ki sahnede annenin yemek yapması gerektiği bir değişken olarak verilirse yapay zeka olarak direk buna anne diyelim, anne gider ve bir algoritma oluşturur biz buna gerçek hayatta planlama ve düşünce diyoruz. Sırası ile yapacaklarını düşünür ve yemeği yapma eylemini gerçekleştirir ve bir değişken olan ailecek yemek yeme işin içine girdiğinde yapay zeka yani anne düşünür ve bunun için oğlunu yemeğe çağırma eylemini gerçekleştirir. Yapay zeka bir kodlama olduğundan veri transferi ve tecrübe aktarımı olabilir, yani çocuğu olarak gördüğü yapay zeka sisteminin çekirdeğine kodlanmış olmalıdır.
Bu olay gerçek dünyada yaşandığında bizim gerçek olduğumuz ne kadar gerçektir? veya gerçek nedir?
Sonuçta oyunun içinde ki karakter bizim onu kodladığımızı yani yapay zekayı fark edemez.
Bu arada oyunun yapay zeka temelli bir oyun olduğunu belirtelim, fakat klasik bir oyun olarak hikayesi belli bir oyun olarak düşünürsek ki biz buna gerçek hayatta "kader" diyoruz, ne yapacağımız ne zaman öleceğimiz her şey kaderimizde bellidir gibi, karakter yine bunu fark edemez. Veya biz kendimizi tanrı olarak bu oyuna katarsak ve karakterin mantığına yatmayan şeyler olduğunda bunun "tanrının işi" olarak adlandırıp geçiştirmesini sağlarsak ne olur?
Bu elbette bir düşünce ve fikir, sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Bu konuyu yazmam 5-10 dakika sürdüğü için yazım hataları olabilir, özür diliyorum bunun için.
Son düzenleyen: Moderatör: