Baskaldirinin yili: 1968'de Türkiye final

Aslinda daha da tehlikeli bir gelisme sag cenahta hazirlaniyordu. Olaylarin en tirmandigi gunlerde gazetelerde kucuk bir haber gozlerden kacmadi. Turkes'in partisinin sozcusu rifat baykal partisinin kamplarda genclere komando egitimi verecegini acikliyordu.

Alparslan Turkes anlatiyor:

Rifat bey, kendisi İzmirli, İzmir bolgesinde ege bolgesinde mesgul olma gorevini de ona verdim. Orada, ege univesitesindeki genclerle de ilgileniyordu. O sirada, yaz kampi orada genclere arzu ederseniz denize girersiniz, spor yaparsiniz. Yaz kampi ayni zamanda okul olarak, dersler veririr. Oyle bir tesebbusu olmustu. Sonra komando kampi sekline sokuldu o.

Yakinda patlayacak buyuk savasin basi aslinda bu kamplarda yetistiriliyordu. O yillarda sayilari elliye varan bu komando kamplarindan birine girip fotograflari ceken ergin konuksever gozlerine inanamamisti.

Ergin konuksever anlatiyor:

O tarihte canakkaledeydi, onlar orada yakin dovus teknikleri, molotof kokteyli nasıl yapilir, silah nasıl kullanilir? Bu tur seyleri ogreniyorlardi.
Bu tarihten sonra giderek siddet olaylari artti. 80 darbesinin ilk temeli burada atildi denilebilir. Uzun sure boyle bir seri daha yapmayi planlamiyorum.
Son parcanin neden 28 subatta degil de kosova protestolarinin basladigi tarihte yani 11 Mart'ta yazdim derseniz, ban yemistim. Size bir tek bunu aciklayabilirim herhalde.

Ilgililer:
@just chillin

Yorumlar

Dünya'da 68 gençliği sosyalizme Lenin'le bulaşan "tek ülkede sosyalizm" zırvalığından kurtulup neredeyse otonom bölgeler kurarak öz-erk (öz-yönetim) becerileri geliştirip sosyalizmin gerçek anlamda hakettiği enternasyonalizme adım atmıştı. Türkiye'de ise Lenin'in sosyalizm tarzı daha yeni anlaşılmaya başlanmış. Lenin yerine Atatürk konarak ulusalcı, cumhuriyetçi bir sol ancak güçlenebilmişti. Deniz Gezmiş'in, Mahir Çayan'ın bulunduğu iki ayrı hareket de bu şekildeydi.

"Tam bağımsız Türkiye" şiarı ile ilerleyen iki ayrı hareket kentlerde de kırsalda da alan faaliyetleri geliştirerek, halkla içice geçerek yükseliyordu.

Oysa epeydir Türkiye ve Ortadoğu; Kapitalizm'in, Emperyalizm'in beşinci kol faaliyetlerinin aşama aşama uygulandığı bir kurtarılmış bölgesi idi. "Tam bağımsız Türkiye" şiarı ile ilerleyen ama kurucu değerlerle barışık ve yıkıcı olmayan bu hareketlerin halkta karşılık bulması o beşinci kol faaliyetlerine büyük bir engel oluşturuyordu.

NATO, sağ partiler ve sözde milliyetçiler, ihtilalci ordu ile her istediğini yapan Kapitalist ve Emperyalist güçler böyle hareketlere izin veremezdi.
Hemen siyasal alanda solu merkeze alma girişimleri başladı. Ecevit'in sahneye sokup başarılı olduğu "ortanın solu" girişimi ve devrimci hareketlerde yarma girişimleri ile o iki güçlü harekete gençlik akışını ve halkın desteğini kesmek için başlattığı karşı-devrimci propagandalarla amaçlarına ulaştılar. O hareketler yalnızlaştı. Halk tarafından hain ilan edilmediler ama sahip de çıkılmadı.

Bir zaman sonra iki hareket de yok edildi ve öncü isimleri katledildi. Tabi sonradan bu iki hareketi birer kıvılcım olarak ve kendilerini onların devamı kabul eden farklı versiyonları da oldu.

Bu iki hareketin genel karakteristik yapısının dışında bir de İbrahim Kaypakkaya öncülüğünde kırsal alandan gelişen, ulusalcı veya Kemalist olmayan, silahlı mücadeleye kadar işi ilerleten bir hareket vardı. O hareket de faaliyet gösterdikleri yerellerde epey destek gördü ama fazla güçlenmeden Ali Haydar Yıldız öldürüldü.
İbo birçok kez operasyonlardan kurtulup teslim olmadığı halde, hiç birlikte mücadele vermediği ve pek de uyumlu olmadıkları, yukarda belirttiğim iki devrimci hareketin önderlerinin idamlarını durdurmak için protesto edip geniş bir halk hareketi yaratmak istedi. Pek başarısız da sayılmazdı ama bu hamlesi yüzünden yakalandı ve o da ağır işkencelerden geçerek zindanlarda katledildi.

Emperyalizm'in beşinci kol faaliyetlerini memlekette bizzat devlet eliyle destekleyip gerçekleştirirseniz her zaman "direniş hareketi" olan gruplar da çıkacaktır. Kimi siyasal ve sosyal faaliyetlerle yetinirken kimi hareketler de işi silahlı mücadeleye kadar ilerletir.

80 darbesi Emperyalizmin faaliyetlerinin memlekette zirve noktasıydı. Tüm siyasi hareketlerin üzerinden birer silindir geçirerek dümdüz bir hareket alanı sağladılar.

O dümdüz alana Türk-İslam sentezi denen yobaz ve faşist hareketleri doldurdular. Buna bir de Kürt ve Ermeni sorununu kaşıyarak haklı görünmelerini sağlayacak alan faaliyetleri de buldular.

Halka bu faşist ve yobaz hareketlerin katliamları ile ölümü gösterip sağcı iktidarlara, muhafazakar partilere ve binbir çeşit cemaatlerle sıtmaya razı ettiler.

Bugüne kadar ne elde ettik Bay Türkeş?
Veya elimizde kalan ne var?
Memleketin satılmayan unsuru var mı?
Cumhuriyet'in kurucu değerleri ile bugünkü nitelikleri arasında bir benzerlik var mı?
Onlarca yılda kurulup geliştirilen, halkın malı olan fabrikalar, kurumlar nerede?
Hemen hepsinin satışını yapan iktidarların hepsine destek verdiniz. Hiçbirine karşı çıktınız mı?
Bu fabrika, kurum memurları, yöneticileri, işçileri satışlara karşı mücadele ederken ne yaptınız?

Sizin milliyetçiliğiniz "tam bağımsız Türkiye" diyen gençlere mi işliyor?

Ne anarşisi yahu!
Bilakis yurtsever gençliği hep beraber katlettiniz siz.
 
Son düzenleme:
80 darbesi bu ülkenin tarihinde karanlık bir leke olarak kalacaktır. Darbe siyasal İslam'ın önünü açmıştır ve ülkenin bugün ki rezil durumuna gelmesinde büyük rol oynamıştır. Solculardan kurtulmak isterlerken ülkeyi gericilerin ellerine bırakmış oldular.
 

Blog girdisi detayları

Ekleyen
388526
Okuma süresi
1 dakika okuma
Görüntüleme
367
Yorumlar
6
Son güncelleme
Yazar değerlendirmesi
4,50 yıldız
Değerlendirme
5,00 yıldız 2 değerlendirme

Tarih kategorisindeki diğer girdiler

388526 adlı kullanıcının diğer girdileri

Bu girdiyi paylaş

Geri
Yukarı