Çok Havalısın "Man"

Günlük hayatta illaki böyle Türkçe içine başka diller katarak konuşan insanlara rastlamışızdır. Türkçe karşılığı olan kelimeleri İngilizce söyleyerek cümlenin içine eden kişiler. Peki neden böyle konuşuyorlar? Etrafımda gördüğüm böyle konuşan insanların yaşam biçimlerine göre bir değerlendirme yapacağım.

Bazı insanlar sırf Amerikan aksiyon filmlerinde havalı gözüktüğü için İngilizce konuşuyor olabilir ama çoğunluk sadece kelimenin Türkçe karşılığını unuttuğu veya bilmediği için konuşuyordur. Bunun sebebi İngilizce öğrenirken size kelimelerin tanımlarını Türkçe değil İngilizce sunmalarından kaynaklanıyor. Siz kelimenin ne olduğunu İngilizce anlıyorsunuz ama Türkçe karşılığı bir türlü aklınıza gelmiyor. Bir sözlüğe bakmaya gerek de duymuyorsunuz çünkü kelimenin ne anlama geldiğini biliyorsunuz. En azından benim tahminimce çoğunlukta böyle işliyor. Gördüğüm kadarıyla.

Kimilerinin ana dili yabancı dil olabilir. O kişilere değinmeye gerek duymuyorum.

Bana kalırsa en sağlıklı dil öğrenme yöntemi üşenmeden öğrenmek. Öğrenmek istiyorsanız her yönüyle öğreneceksiniz ki insanlar ile anlaşabilesiniz. Araya yabancı dil karıştırınca derdinizi anlatamaz durumda oluyorsunuz çünkü her kelime kendi dilinin cümlesine özgündür. Sen bir adama "procces ileriyor" diye bir cümle kurarsan tokadı hak edersin zaten. En azından öğrendiğiniz kelimenin İngilizce tanımı dışında Türkçe karşılığı ve tanımına bakmak size faydalı olacaktır.

Arada kaynatmalık konu.

Son incelemeler

Artıları: Mantık bakımından söylenen sözlere katılıyorum.
Eksileri: Farklı durumlarda dediklerine katılmıyorum.
Eğer mizahi bir amaç güdülüyorsa, benim için komik oluyor. Örneğin, "Çılgınsın Man" tarzında kullanılan ifade gayet komik oluyor.

Bazen bir kelimenin Türkçe karşılığı anlamsız olabiliyor. Kendi alanımdan örnek vermem gerekirse, "Textbox input error" dediğinde hemen anlıyorum, ancak "Metin kutusu giriş noktası hatası" dediğinde anlaşılmıyor. Bu da o işle çok haşır neşir olduğunda Türkçe içinde yabancı kelimelerin olmasına neden oluyor.
  • Beğen
İfadeler: Trencmivront
Trencmivront
Trencmivront
"Metin giriş hatası" diye çevirmek daha mantıklı duruyor. Kutu veya nokta gibi isimler gereksiz duruyor.
Bence Türkçe'ye çevirerek düşünmek daha mantıklı. C++ içinde "cout=see-out" diye açılıyor ve bunu akılda "dışarıya göstermek" diye çevirince akılda kalıcılığı artıyor. Mesela "switch(){case}" kodunuda ise "durumu elemana göre değiştir" deyince kodun ne işe yaradığını ezberlemek yerine öğrenmiş oluyorsun. Bana göre öyle en azından.
Artıları: konuyu ve düşüncelerini doğru buluyorum.
Eksileri: Türkçeye zararlarından bihaber, daha iyi olabilirdi.
Genel hatlarıyla haklı ve düşüncelerine katıldığım bir yazı olmuş.

Anadilini iyi bilmeyen bir insanın yabanı dil öğreniminde ciddi sorunlar yaşayacağını bu yüzden ilk dikkat edilmesi gereken şeyin, yabancı kelimenin anlamını bilirken kendi dilinde ne ifade ettiğini bilmeyen adamın İngilizce öğrenemeyeceği olmalı.

Aslında günümüzde konuşulan Türkçe ile yer yer Anadolu'da hala konuşulan, kimilerince İstanbul Türkçesi olarak adlandırılan, zannımca 80-90'ların konuştuğu Türkçeyi karşılaştırdığımız zaman ne kadar da kötü konuştuğumuzu görebiliyoruz. Bence bu konu bu kadar üstünkörü geçilmemesi gereken, insanların artık anlaşmak için mimiklerle yetinmesine kadar girilmesi gereken bir konu.
  • Beğen
İfadeler: Trencmivront
Trencmivront
Trencmivront
Evet, doğru. Bir ara Sabahattin Ali'nin bir kitabını okumuştum. İçinde yazılan ve günümüzde neredeyse hiç kullanılmayan Türkçe kelimeleri anlamları ile yazmışlardı. Eskiye farkla şimdiki kelime ağacımızın azaldığını ve basitleştiğini o kitaba bakarak söyleyebilirim. Ve yine evet bunu yazarken Türkçe'nin durumu aklımdan geçmedi.

Yorumlar

Çünkü hayatımı kendi arkadaş chainimde geçirdiğim ve consumeladığım tüm contentlerin ingilizce ile dolu olmasından dolayı böyle bir durum oluştu. Ekstra bir dil daha bildiğim için kendimi ifade ederken iki dilden de yararlanmak kendimi daha iyi ifade etmeme yarıyor MAN.
Evet evet bu da eklenebilir 😀.
 
Türkçe çok pratik bir dil değil bence. Anlatmak istenilen şey için bağlaçlar kullanmak, uzunca anlatmak gerekebiliyor. İngilizce serpiştirmeler pratikleştiriyor. Ama karşında seni anlamayan birisi varsa öyle konuşmak avellik.
 
Türkçe çok pratik bir dil değil bence. Anlatmak istenilen şey için bağlaçlar kullanmak, uzunca anlatmak gerekebiliyor. İngilizce serpiştirmeler pratikleştiriyor. Ama karşında seni anlamayan birisi varsa öyle konuşmak avellik.
Türkçenin güzelliği burada bence. Kulağa daha temiz ve saygılı geliyor.
 
Türkçenin güzelliği burada bence. Kulağa daha temiz ve saygılı geliyor.
Ben üşengeç birisi olduğum için anlatılanları dinlemeye üşeniyorum. Özellikle uzun konuşan insanları cümlenin yarısında dinlemeyi bırakıyorum. Bence Türkçeyle ilgili bir eksi de, anahtar kelimeleri ön plana çıkartarak konuşulmaması. Örneğin ingilizcede "I will follow you into the dark" derken kalın seçtiğim kısımlar vurgulu söyleniyor, gereksiz kelimeler üst perdede söylenmiyor. Çünkü örneğin içinde bulundukları durumda genellikle I will diyeceği, geleceğe yönelik konuşacağı bariz oluyor ve anahtar kelimeler dışındaki kelimeleri vurgulamıyorlar. Ama bizim dilimizde "Seni karanlığın içinde takip edeceğim" denilirken tüm cümle vurgulu söyleniyor. Ondan uzun süren önemli konuşmalarda her cümleyi en başından sonuna kadar dinlemek zorunda kalıyoruz. Çünkü Türkçe tüm cümleyi kavramayınca yanlış anlaşılma ihtimali yüksek bir dil, hatalı konuşmaya ve yanlış duyulmaya açık bir dil.

Ama bu bir yandan da Türkçeyi zengin bir dil yapıyor. Çok karmaşık bir şeyi ifade etmek daha kolay olabiliyor dilimizde, felsefi ve karmaşık düşünceleri. İngilizcede Shakespeare'in sözleri ana dili İngilizce olanı bile tam anlamak için bir-iki kere daha düşünmeye itebiliyor mesela, çünkü çok karmaşık bir düşünceyi basit bir dille anlatmak zorunda. Ama Türkçede karmaşık her durum kolayca ifade edilebiliyor.
 
Lisedeki İngilizce hocamız "Dilinizi kaybederseniz, kendinizi ve milletinizi de kaybedersiniz" demişti. Bir tercüman olarak şu an daha iyi anlayabiliyorum bu durumu. Aslında bu tür kullanımların Türkçeye ne kadar zarar verdiğinin çoğu kişi farkında bile değil. Bazıları bunu tamamen hava atmak için yaparken bazıları da gerçekten uygun bir kelime bulamadığı için böyle bir kullanımı tercih edebiliyor. Ben bile bu kadar İngilizce kelimeler kullanmaz iken bazılarının İngilizce bildiğini sanıp bu tür kelimeler kullanması bana tuhaf geliyor açıkçası. Hatta şu an İngilizce-Türkçe çeviri yaparken kendi dilimizde bilmediğimiz o kadar çok yazım kuralı ve kullanım olduğunu gördüm ki, bunları öğrenmeye çalışıyorum. Ayrıca kendi dilini iyi bilmeyen bir kişinin yabancı dili iyi bir şekilde öğrenmesi de pek mümkün değil. Umarım bunun farkına varırlar.
 
Zaten konuştuğunuz dil Türkçe değil yarısı orta doğu dillerinden oluşuyor ayrıca. Herkes Türkçenin gittiği yeri düşünmek zorunda değil herkes "Milliyetçi", "Milletini kaybetmek istemeyen" kişi olmak zorunda değil. Açıkçası İngilizce Türkçeye göre daha akıcı, estetik ve pratik bir dil. Ben neden böyle bir dil dururken orta doğulu Arapların terimleriyle dolu kütük bir dili konuşmayı tercih edeyim? Ayrıca bunların hepsini yok saysak bile sadece kulağıma Türkçeden güzel gelmesi bile benim kelimelerim arasına İngilizce sıkıştırmama yeter. Aynı şekilde "procces ilerliyor" dememe karşı bana sesini çıkartırsan yumruğu yersin.

-"Sen bir adama 'procces ileriyor' diye bir cümle kurarsan tokadı hak edersin zaten" Önce medeni olmayı öğrenin sonra fikir üretmeye çalışın.
 
Zaten konuştuğunuz dil Türkçe değil yarısı orta doğu dillerinden oluşuyor ayrıca. Herkes Türkçenin gittiği yeri düşünmek zorunda değil herkes "Milliyetçi", "Milletini kaybetmek istemeyen" kişi olmak zorunda değil. Açıkçası İngilizce Türkçeye göre daha akıcı, estetik ve pratik bir dil. Ben neden böyle bir dil dururken orta doğulu Arapların terimleriyle dolu kütük bir dili konuşmayı tercih edeyim? Ayrıca bunların hepsini yok saysak bile sadece kulağıma Türkçeden güzel gelmesi bile benim kelimelerim arasına İngilizce sıkıştırmama yeter. Aynı şekilde "procces ilerliyor" dememe karşı bana sesini çıkartırsan yumruğu yersin.

-"Sen bir adama 'procces ileriyor' diye bir cümle kurarsan tokadı hak edersin zaten" Önce medeni olmayı öğrenin sonra fikir üretmeye çalışın.
😱
 
Zaten konuştuğunuz dil Türkçe değil yarısı orta doğu dillerinden oluşuyor ayrıca. Herkes Türkçenin gittiği yeri düşünmek zorunda değil herkes "Milliyetçi", "Milletini kaybetmek istemeyen" kişi olmak zorunda değil. Açıkçası İngilizce Türkçeye göre daha akıcı, estetik ve pratik bir dil. Ben neden böyle bir dil dururken orta doğulu Arapların terimleriyle dolu kütük bir dili konuşmayı tercih edeyim? Ayrıca bunların hepsini yok saysak bile sadece kulağıma Türkçeden güzel gelmesi bile benim kelimelerim arasına İngilizce sıkıştırmama yeter. Aynı şekilde "procces ilerliyor" dememe karşı bana sesini çıkartırsan yumruğu yersin.

-"Sen bir adama 'procces ileriyor' diye bir cümle kurarsan tokadı hak edersin zaten" Önce medeni olmayı öğrenin sonra fikir üretmeye çalışın.
Çok havalısın man. Seni congrats ediyoruz hep beraber. Bakalım kendi arkadaş çevrenden çıkınca ne kadar kabul göreceksin "man". Kalitesizliğin ile sürünmeye devam et. Hepimizin kendimizle gururlanmamız için bir örnek olarak kal burda.
 
Çok havalısın man. Seni congrats ediyoruz hep beraber. Bakalım kendi arkadaş çevrenden çıkınca ne kadar kabul göreceksin "man". Kalitesizliğin ile sürünmeye devam et. Hepimizin kendimizle gururlanmamız için bir örnek olarak kal burada.

Keşke böyle saçma sapan hareketler yapmak yerine yazdığım şeylere cevap verebilseydin. Verecek bir cevabınız olmadığında böyle laçkalaştırıyorsunuz konuyu 🤣
 
Keşke böyle saçma sapan hareketler yapmak yerine yazdığım şeylere cevap verebilseydin. Verecek bir cevabınız olmadığında böyle laçkalaştırıyorsunuz konuyu 🤣
Seninki değerlendirme değil yalakalık olmuş :D Dolayısıyla cevap verilecek bir yanın yok. Harf ve dil devriminden haberin yok. Milliyetçiliğin de ideoloji olmadığını bilmeyecek kadar cahilsin. Sol geri tayfanın tipik örneğisin, yazık kafana.
 
Seninki değerlendirme değil yalakalık olmuş :D Dolayısıyla cevap verilecek bir yanın yok. Harf ve dil devriminden haberin yok. Milliyetçiliğin de ideoloji olmadığını bilmeyecek kadar cahilsin. Sol geri tayfanın tipik örneğisin, yazık kafana.

Dostum profil fotoğrafına bak yüksek ihtimalle 15 yaşındasın. Ayrıca Milliyetçiliğin ideoloji olup olmamasının konu ile ne alakası var? Harf devriminin yaşanması dilinin özgür olduğunu mu gösteriyor şu kurduğum cümlelerin içinde bile kim bilir kaç tane Arapça kelime var. Vasıfsız C sınıfı Türk ergenisiniz ayrıca hepsini geçtim İngilizcenin Türkçeden daha etkili olduğu gerçeğini sadece ben söylemiyorum bir dil bilimciye sorarsanız oda size aynı şeyi söyler. "Sol geri tayfa" aşırı gülünç bir cümle günde 9 saat İnstagramın var gibi ve benim bir 3. sınıf ortadoğu ülkesi olan Türkiyenin sağ - sol kavgası ve siyaseti umrumda değil. Tekrardan benim dediklerime etkili bir cevap vermek yerine "Sanaaa cevap verilmez cağğhhhill heğğğğğ" diyorsun daha benim okuduğumu anlamaktan acizsin fikir üretmeye çalışıyorsun.
 
Dünya'ya düz diyen bir insana ne desen boştur. Cevap hak edecek kapasitede değilsin.

Hayır dünya düz demiyorum Türkçenin İngilizce kadar etkili olmadığını ve enfes, özgür bir dil olmadığını söylüyorum. Senin kapasitene düşmek çabalarımın sonuncusu olurdu.
 
Hocam genele konuşmamak lazım lakin ben kendimi bu aveller ile aynı kuşaktan sayamıyorum
Türkçe katletme konusu doğru ama genel olarak kendini kuşağından uzak tutma bence. Ben 99'luyum ve kendi kuşağım için aynı şekilde düşünerek hareket ettim hep. Kendimden yaşça büyüklerle takıldım çoğunlukla, büyüklerin ortamındaydım. Bunun kötü eksikleri oluyor.
 
Türkçe katletme konusu doğru ama genel olarak kendini kuşağından uzak tutma bence. Ben 99'luyum ve kendi kuşağım için aynı şekilde düşünerek hareket ettim hep. Kendimden yaşça büyüklerle takıldım çoğunlukla, büyüklerin ortamındaydım. Bunun kötü eksikleri oluyor.
Belki sosyal hayata zararları olabilir ama o kadarı da olsun ki başımız ağrımasın. Benim için önemli olan az olup öz olması. Fazla arkadaşlık kurup abuk subuk kişiler tanımaktansa insan olan kişiler ile takılmayı tercih ederim. Ama bir zarar da arkadaşlık kurmadığın kişilerin garip tripleri. Aynı sınıftaysan ders gereği yapılan işlerde bile seni görmezden geliyorlar. Bir çocuğun test dağıtırken benim sıramı atlayıp diğerlerinden devam etmesine tanıklık ettim. Ben zaten böyle bozuk bir kişilik ile neden arkadaşlık kurma gereği duyayım ki? Ha bir de kendisinin Z kuşağı olduğu ile övünüyordu. Nerede hatalı yapım var ise üzerinde kalitenin kaynağını altın harfler ile yazıyorlar. Bu nedenle kendimi ayrı tutmayı tercih ediyorum. Her ne kadar bilimsel olsa bile sosyal yaşamda bunun örgütlenmekten farkı yok.
 
Belki sosyal hayata zararları olabilir ama o kadarı da olsun ki başımız ağrımasın. Benim için önemli olan az olup öz olması. Fazla arkadaşlık kurup abuk subuk kişiler tanımaktansa insan olan kişiler ile takılmayı tercih ederim. Ama bir zarar da arkadaşlık kurmadığın kişilerin garip tripleri. Aynı sınıftaysan ders gereği yapılan işlerde bile seni görmezden geliyorlar. Bir çocuğun test dağıtırken benim sıramı atlayıp diğerlerinden devam etmesine tanıklık ettim. Ben zaten böyle bozuk bir kişilik ile neden arkadaşlık kurma gereği duyayım ki? Ha bir de kendisinin Z kuşağı olduğu ile övünüyordu. Nerede hatalı yapım var ise üzerinde kalitenin kaynağını altın harfler ile yazıyorlar. Bu nedenle kendimi ayrı tutmayı tercih ediyorum. Her ne kadar bilimsel olsa bile sosyal yaşamda bunun örgütlenmekten farkı yok.
Bak o dediğin ayrı. Bizim kuşak da(Y'den Z'ye geçiş kuşağı) teknoloji ve bilgi karmaşası içinde büyüdü. Bize de 20 yaşına kadar sürekli 'zehir kafa' denildi ve çoğumuz kendisiyle övündü durdu. Ama işin sonunda sadece gençken yarınını inşa eden, kendisini geliştirenler değer gördü. Boş takılanlar hiçbir baltaya sap değil hala. Arada pek fark yok kısacası. Gördüğüm tek fark bu kuşağın sürekli anksiyete, kaygı-stres bozukluğu, bilmemne problemi gibi şeylere sahip olması. Örnek verdiğin gibi yoktan problem çıkartmak ve sorunlu davranmak bu arkadaşlara hiçbir şey kazandırmayacak. Çünkü senin anksiyete triplerin, içsel sıkıntıların kimsenin umrunda değil. Günümüzde bence genç yaşları faydalı geçirmek çok önemli, eskisi gibi değil. Belki senin de fark ettiğin bir şeye ayna tutabilirim diye böyle uzunca yazdım. Ana konudan saptığım için kusura bakma, iyi sosyaller.
 

Blog girdisi detayları

Ekleyen
Trencmivront
Okuma süresi
1 dakika okuma
Görüntüleme
1.017
Yorumlar
24
İncelemeler
2
Son güncelleme
Değerlendirme
3,00 yıldız 3 değerlendirme

Genel kategorisindeki diğer girdiler

Trencmivront adlı kullanıcının diğer girdileri

  • Kader mi?
    Olabilir mi? Bunca zamandır uğruna uğraştığın her şey bir yere yazılmış geleceğinden ibaret...
  • İyi Bir Üniversite
    Bir üniversitenin iyi mi kötü mü olduğu nasıl anlaşılır? Gençler üniversiteleri genelde ne tip...
  • GRIP/ROLLCAGE
    GRIP bir aksiyon-yarış oyunudur. Yıllar önce Rollcage adıyla çıkan ve orjinalliği ile öne çıkan...
  • Sosyal Medya
    Sosyal medya, modernize edilmiş bir kontrol biçimi. Birşeyin yalan mı yanlış mı olduğunu...
  • Burçlar
    Burçlar, günlük hayatta internet sayesinde yaşamına devam etmeyi başarmış bir tür batıl inanç...

Bu girdiyi paylaş

Geri
Yukarı